İzmir Çocuk Psikoloğu: AİLE İÇİ KAVGA ve ÇOCUĞA YANSIMASI
Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için ailede düzenli bir yaşam biçimi sürdürülmelidir. Aile içinde eşler arasında zaman zaman yaşanan kavga ve tartışmalar çocukları olumsuz yönde etkiler.Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar anne baba arasında süre giden tartışmalara sıklıkla tanık oluyorlarsa dışa vuramadıkları duyguları; anne babanın tartışma sonucunda ayrılacağı ve kendilerinin ortada kalacağı duygusudur. Bunun yanı sıra çocukların büyük bir çoğunluğu kavgalara kendilerinin neden olduğu duygusuna kapılarak kendilerini suçlama eğilimine girerler. Çocuk sevgiyi, hoşgörüyü de, öfkeyi ve kızgınlığı da aile içinde anne ve babasını model alarak öğrenir. Dolayısıyla çocuğun yaşadığı mekanda ebeveynler tarafından hangi duygular ve davranışlar daha çok sergileniyorsa çocuk bunları görerek ve taklit ederek yetişir ve kişiliğini oluşturur. Sürekli öfkeli olan ve ev içinde sürekli karşılıklı birbirine bağıran anne baba ile birlikte büyüyen bir çocuğa aile öfkeli olmamayı, her olaya hoşgörüyle bakmayı öğretemez. Aile kavgalarını mümkün olduğunca çocuğun bulunmadığı bir mekanda yapmalı ancak bu kavgaları sürekli hale getirmemelidir. Önemli olan anne baba arasında tartışma olsa da bunun uzlaşmayla sona erdirilmesidir. Çünkü anne babanın ayrılacağı ve ortada kalacağı endişesini yaşayan çocuk ilişkilerinin bozulmadığını ve aile içinde sevginin azalmadığını anlamalıdır. Ancak her tartışmanın kavgaya ve karşılıklı ağır hakaretlere dönüştüğü evlerde çocukların ruh sağlığı kuşkusuz olumsuz yönde etkilenir. Sık sık anne babasının kavga ettiğine tanık olan çocuk özgüven duygusunu da kazanamamış olur. Ebeveynler arasındaki çatışma bebeklikten başlayarak, ergenliğe kadar her yaşta çocuğu etkiler. Ancak farklı yaş gruplarının tepkileri de farklıdır. Çocuklar anne babaları arasındaki bağrışmalara genellikle odayı terk etme, kulaklarını kapama, ağlama, donakalma, çatışmaya araya girerek ve sözel tepkilerle müdahale ederek çözmeye çalışma gibi tepkiler verebilir. Ergenler sözel olarak müdahale edebilecekleri gibi, kendi odasına kapanıp müziğin sesini sonuna kadar açma gibi başa çıkma yöntemleri bulmaya çalışırlar. Bebeklikte ve okul öncesi çocuklarda ise tepkiler aşırı hareketlilik, gülme, çığlık atma gibi duygusal tepkiler şeklinde olabilir. Anne baba kavgaları çocuklar üzerinde derin izler bırakır. Anne babalar çocuklarının tartışmalardan olumsuz etkilendiğini bildikleri halde kavga etmeyi sürdürmekte, kavga etmeden önce çocuğu odasına göndermek gibi çözüm yolları bulmaya çalışmaktadır. Ancak gürültülü bir kavgaya dönüşen karşılıklı öfke aktarımından çocuk uzak tutulmaya çalışılsa bile duymamasına imkan yoktur. Anne ve babalarının öfkeli, kızgın ve üzgün hallerine tanık olan çocuk için bu durum oldukça sarsıcıdır. Ev içerisinde tartışma ve kavgaya şahit olmayan çocukların insanlara güvenme, başkasını sevme ve kendi başına iş yapabilme yetileri istenen düzeyde gelişim gösterirken, kavganın eksik olmadığı bir evde büyüyen çocuklarda görülen sorunlar azımsanmayacak kadar çoktur. İlk başta okul başarısızlığı, ders notlarında düşüş olarak kendini gösteren sorunlara davranışsal pek çok sorun eklenir. Okulda kavgacı olabilir ve uyumsuz davranışlar sergileyebilir. Ani içe kapanma gözlenebilir. Uyku bozuklukları başlayabilir, anne baba yanında yatma isteği oluşabilir. Korku ve alt ıslatma gibi bozukluklar gelişebilir. Anne babadan yeterli sevgi alamadığını düşünür. Devam eden kavgalardan yaşadığı tedirginlik ve kaygı depresyona dahi sürükleyebilir. Bütün bu sorunların yanı sıra, çocuğun gelecek yaşantısı da anne baba kavgaları sonucunda şekil alır. Aile içinde sürekli kavga ve şiddete tanık olan çocuklar yetişkinliğe ulaştıklarında bazı kişilik bozuklukları gösterebilirler. Saldırgan ve öfkeli davranışlar, evden kaçma, yalan söyleme, anne ve babadan kopma, aile bireyleri arasındaki bağların azalması, yalan söyleme, evden kaçma gibi sorunlar görülebilir. Ayrıca evlenmeye karşı olumsuz duygular geliştirebilir, başarısız evlilikler yapabilir